çocukken yapılan salaklıklar

tuğladan köfte yapıp birde nasıl olmuş diye tadına bakmak. ne salakmısım amk :d

pilli oyuncakları bozup içindeki motorun kablolarını pile değdirip çalıştırırdık. neden böyle yaptığımızı hala daha düşünürüm, bir açıklama bulamadım salaklık dışında.

bir an önce büyümeyi istemek. çünkü bok var! rahat batıyor o küçük götüne!

kalem kutumdan ataşı çıkartıp prize sokmuştum

annem esnerken ağzına parmağımı sokmak(esnerken gözler kapanıyor ya hani, görmedi parmağı soktuğumu). kadıncağız gözlük ve takma diş kullanmaya yeni başlamıştı, gözlerini açar açmaz şehadet getirmeye başlamıştı. ömrümün dayağını yemiştim bu hareketle. (bkz: esneyen birinin ağzına parmak sokmak)

boncugu burnuma sokmustum bi de cikarmistim amk nasil yaptiysam helal olsun bana.

burnuma sarı leblebilerden sokmuştum ama bir şey olmamıştı. ağızdan da nefes alınabildiğini biliyordum çok şükür. edit: acaba nasıl soktum lan deyip 2-3 sene önce tekrardan sokmuştum.

ailem bana hayvan sevgisini aşılamak için 5-6 tane civciv almıştı. ben de bütün civcivleri bel hizası biyere çıkarıp arkadan parmak atarak aşağıya uçmalarını izliyodum

ben değilde kardeşim kafama tükenmez kalem sokmuştu bide anneme gidip ''anneeeeğğ abim çok ağliyoooğğ'' kadin bi geldi napsin beynim akmiş resmen . sonrasi malum terlikler havada

Sobanın üstüne tükürmek

Hiçbiriniz burnunu karıştırıp tadına bakmadı mı yani .s.s

Ben balkondan patates atıp yoldan geçen kadını bayıltmıştım amk

inşaat alanlarına gidip düz tuğla parçaları toplar daha sonra kızların önünde kafamızda kırardık. bunu yaparken tuglanin en dış kısmını kullanmazdık çünkü daha kalın ve sağlam. bi arkadaş bunu kırabilir misin dedi kızlara hava atcaz ya ver 3 tane kişiyim dedim 3 tane parçayı üstüste koyup kafama bikaç kere vurdum kırdım havalar 1500. kafamdan kan akmaya başlayınca kızlar kaçmıştı. o günden sonra kızlar için bişey yapmamaya karar verdim

ilk kez dışarıda tuvalete gideceğimde ayakkabılarımı çıkarıp çoraplarımla girmiştim bu da böyle müthiş bir mallıktır

akşama doğru kuzenimle beraber parka çıkmıştık. küçüğüm tabi 13-14 yaşlarındayımdır en fazla. dondurma ısmarlayım sana dedi bende tamam dedim. gitti aldı geldi magnum almış. yemeye başladım ama niyeyse gitmiyor boğazımdan. ulan magnum bu nasıl sevilmez insaf. düşündüm napsam acaba diye. en sonunda düşürmüş gibi yere fırlattım. o an bi rahatlama hissi geldi kurtulduğum için. düşünüyorum da ne salakmışım he şimdi düşse alır suya tutar yine de o magnumu yerim.

gazetedeki bikinili kızın göğüslerini görmek için yukarından bakmaya çalışmak

haber izlerken sunan insanların beni de gördüğünü düşünürdum. abuk subuk hareketler yapardım :( ama gerçekten gördüğüne inanıyordum

çok deli sümük yiyormuşum aq.ne varsa. not: sümüğe burun boku diyenlerin ızdırabını sikeyim burun boku ne aq

okul değiştirmiştim 3.sınıfta.şuan en iyi arkadaşım olan kişi,bana o zaman okullarından gitmem için tehdit mektubu yazmıştı.küçük kardeşimi öldürmekle tehdit etmişti.1 hafta okula gitmedim,kardeşimin beşiğinin başında uyuyakalıyordum ona bişey yapmasın diye ahshsjsjdkjddkd:dd

balkanlari soguk hava ureten bir makine saniyordum

küçükken annemle babam çalıştığı için evde yalnız kalıyorduk. ablam bir gün mutfakta bişeyle uğraşıyordu. yanına gittim baktım ocakta kabın içinde toz şekerle bişeyler yapıyordu. nabıyon dedim bu ne böyle. kabın içinde simsiyah birşey vardı ve bana deney yaptığını tadına bakmamı söyledi. bende küçüğüm ne bileyim amk tamam dedim attım ağzıma. atmaz olaydım o ney lan öyle. direk çıkarıp halıya tükürmüştüm. o günden sonra ablamla kanlı bıçaklıyız. come oooon (bkz: kardeş sevgisi)

yola yatıp intihara etmeye çalışmak araba gelincede kalkmak

uzaylıların varlığına inanırdım. öyleki köye gidince yollarını kaybetmesinler diye gökyüzüne fener tutardım

ben kucukken kaçak çay icmeyi suç saniyordum, hatta bizimkilerin kaçak çayla normal çayi karistirmalarini; suçlarini azaltmak için yapilan bir eylem sanardim, ilk 6 ay anne sütü içmedigimden oluyor bunlar.

uhuyu sıraya döküp parmakla vura vura güzel bir kıvama getirirdim. sonra onu avucumda yuvarlayıp siyah-sarı arası bir renk tonuna kavuşunca burnumdan çıkarmış gibi yapıp göstere göstere kızlara atardım

televizyonda tarkan çıktığında koşarak televizyona sarılıp öperdim...

bonibonla intihar ederdim

prize televizyonun fişini sokarken demir kısımlardan tutup sokardım. tabi elektrik çarptığı gibi hemen geri çekerdim. elektiriğin beni titretmesi hoşuma giderdi. not:bahsettiğim geri çekme eylemini lütfen evde denemeyiniz. zira zamanında geri çekilmeyen şeyler başa bela olur.

bahcede tebesiri ezip yemek 😒

112'yi arayıp göt ve pipi diyormuşum sonra annem beni bu haltı yerken yakalamış ve bundan sonrasını anlatmaya gerek yok sanırım

yağmur yağınca allah yukarıdan tükürüyor sanıyordum

annem bıldırcın yumurtası almıştı sonra bende gizlice buzdolabından aldım guyya kuluçkaya yatırmak için yastığımın altına koydum gerisi baglum sadece biri kırılmamış... annem baya kızmıştı

evin terasına çimento dökmüşlerdi bende bisikleti çıkartıp üzerinde gezmiştim her yerde tekerlek izi vardı

kırılan dişimi japon yapıştırıcısıyla yapıştırabileceğime inanmam...bu aslında iyi fikir ama tutmadi işte

hoşlandığım çocuğun dikkatini çekmeyi hep istemişimdir hani böyle farketsin kalabalıkta yanıma gelsin falan diye. bi keresinde koluma en sevdiğim saati taktim ablam dedi ki saat durdu bende dedim ki amaaan kim soracak salak kim sorabilir hoşlandığım çocuk okulun kapısının girişinde oturuyormuş biz geçerken beni durdurup saati sordu ay durmuş dedim başkası sorsa umursamazsın ama bi panik bi heyecan dedim nefes alabilirsin ahahah bölede rezillik

6-7 yaşlarında tıraş köpüğü sürülen yerde sakal çıkıyor sanıyordum. bir defa amcam tıraş olurken yüzüme köpük sürmüştü, 2 hafta sakalım çıkacak diye beklemiştim.

çamaşır makinesini oyuncak sanıp izlemek.

fişe takılı ince uçlu şarj aletine dil değdirmek

ben hiç salaklık yapmadım, çok zekiydim.

4. kat balkonundan demirlere basip disariya dogru kendimi birakirdim tutunarak. var ya hani gokdelenlerde falan bir yere tutunup kendini bosluga salan elemanlar hah iste 10 12 sene once ben baslatmisim fark etmeden bu akımı

amcamla balkonda oturuyomuşuz yaşım 5 falan. yoldan bi kaç adam geçmiş ben de sormuşum amcama: -amca ordakiler kim +adam oğlum onlar yürüyorlar -amca sen niye adam değilsin

5 ya da 6 yaşımdayım bir düğün var, iki tane kız beni köşeye sıkıştırıp bizimle evlen diye üstüme üstüme geliyorlar walking dead'deki zombiler gibi , bende ağlayarak annemin yanına kaçmıştım. şimdi o kızlar evliler...

annemin dediğine göre sabunu dondurmaya benzetip habire lavabonun yanında mesken tutup, madde bağımlısı gençler gibi iki elimle sabunu kavrayıp bir güzel yiyormuşum allah beni ne yapmasın ya (bkz: öğh yani)

ben 10-12 yaşlarındayken bakkalda 1 liralık cipsler olurdu, üstünde de 5 paketten birinde forma hediye yazıyordu. bir defa çocukluk arkadaşımla heves edip bunlardan almaya başladık. 1 aldık yok 2 aldık yok 3 aldık derken 8-10 tane cips aldık. hiçbirinden çıkmadı haliyle. gidip bakkaldaki adama söyledik biz forma istiyoz diye. o da kırmadı verdi ama sadece fener forması var bunu alın dedi. biz alıp çıktık çıkmasına ama ikimiz de fenerli değildik. sonra ne yapcaz lan bunu diyip cipslerle beraber çöpe atmıştık.

babamın bi arkadaşının evine gitmiştik. ev sahiplerinin bi oğlu vardı en az 16 17 yaşında felan bende 4 5 yaşlarındayım. çocuk aldı beni odasına oynatıyo baya da sevdi beni. bende onu sevdim sevmek derken sanırım ilk aşkım oydu :) çocuğa "gel evcilik oynayalım sende benim kocam ol" demiştim. tabi salaklığım bununla kalmadı oyuncak bebeğimi gösterip "bu da bizim kızımız olsun" dedim.arada 12 yaş var :( birkaç sene önce düğününe gittik bu olayı hatırlattı utançtan yüzüne bakamamıştım :(

küçük kardeşim yaramazlık yapsın, bir şeyleri kırıp parçalasın diye resmen pusuya yatmışım. ki, süper kahramanlar gibi ortaya atılıp suçunu üstleneyim, gerek onun gerekse de anne babamın gözünde büyüdükçe büyüyeyim. bir gün beklediğim fırsat elime geçti. annemi kardeşimin elbisesinden yakalamış avazı çıktığı kadar bağırırken buldum. meselenin ne olduğu umrumda bile değildi. tıpkı cüneyt arkın misali gürledim: "-bırak onu. zavallının hiçbir günahı yok. ben yaptım." hatırladığım son şey, "ne! demek sendin" diyerek godzillayı kıskandırırcasına üstüme doğru yürüyen annem, onun balyoz kuvvetindeki darbeleri ve benim doğum vakti yaklaşmış hamile bir gorilin çıkardığı sesleri gölgede bırakan çığlıklarım oldu.

sayısı öyle fazla ki hangi birini anlatsam denilen salaklıklardır. ilkokulda hande isimli bir kızdan hoşlanıyorum. aslında hoşlanmak da değil, kızla resmen ciddi düşünüyorum. bir gün başını sıraya yaslamış içini çeke çeke ağlar vaziyette buldum kendisini. usulca yanına sokulup gözyaşlarının sebebini sordum. "vedat kalemimi kırdı, ühühü, hem o benim en sevdiğim kalemimdi." diye yeniden hıçkırmaya başladı. kan beynime sıçramıştı adeta. "bak şimdi ona ne yapacağım" dedim ve elemana doğru ilerledim. hande'nin göz ucuyla beni izlediğini hissedebiliyordum. çocuğun yakınına varınca birkaç dakikadır ağzımda biriktirdiğim tükürüğü abartılı bir gürültü eşliğinde garibanın yüzüne boca ettim. o daha ne olduğunu bile anlamadan hızla sevdiceğimin yanına döndüm. beklediğim şey yanağıma konduracağı minik bir buse idi belki. gülümsedim ve nasıl ama gibilerinden yüzüne bakıp göz kırptım. oysa kız delicesine bağırarak beni yerin dibine postalamayı tercih etti. "hayatımda senin kadar salağını görmedim ibra. defol git buradan midemi bulandırıyorsun!" yerime geçtim. tescilli bir salaktım artık. vatana millete hayırlı uğurlu olsundu.

4 yaşındayken kırmızı elektrik bandını alnıma yapıştırıp "kafam kanıyo anneeee" diye dolaşırmışım.

evin bahçesinden üzüm yapraklarını kopartıp,çamurdan da harç yapıp yaprak sarması yapmak. sonra da arkadaşımla birlikte afiyetle yemek.

"bu acaba nasıl öyle sıkışıyor acaba" deyip zımba ile parmağımı zımbalamak. (bkz: hassiktir) (bkz: acıdı lan)